Güncel
Yıldıray Oğur: 15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz -2-
Follow @dusuncemektebi2
İddianameden devam ediyoruz... Ama 15 Temmuz 2016 günü öğle saatlerinde Yenimahalle’deki MİT karargâhına pilot binbaşı H.A.’nın girmesine gelmeden önce bir 40 yıl kadar geriye gitmemiz gerekiyor.
Çünkü Ä°ddianame ilk kez somut bilgiler ve rakamlarla FETÖ’nün ordu içinde 1974’ten 2016’ya kadarki 42 yıllık hikâyesini anlatıyor.
“Mahrem Hizmetler” ya da “Çok Hususi Hizmetler” adı verilen ordu içindeki FETÖ faaliyetleri hakkında 1980 öncesine ait bilgiler sınırlı. Hâlbuki tutuklu darbeci generallerin bir kısmı 1978-79 giriÅŸli. Muhtemelen bu giriÅŸlerin de bir hazırlık süreci olmalı.
Nitekim iddianameye göre ordu içindeki FETÖ yapılanmasına yönelik ilk soruÅŸturmanın tarihi 1982. Kuleli Askerî Lisesi’nde FETÖ mensubu olduÄŸu için atılan öğrenci sayısı 90. Bu çok daha uzun bir hazırlık dönemiyle ulaşılabilecek bir sayı. Ä°ddianameden, 1982 yılında Kuleli’den atılan askerî öğrencilerin daha sonraki yıllarda örgüt içinde baÅŸka iÅŸlerde istihdam edildiÄŸini öğreniyoruz. Bunlardan birinin 2011 seçimlerinde AK Parti’den Meclis’e giren Muhammed Çetin olduÄŸu biliniyor.
1982 yılında 90 öğrencinin atılmasıyla sonuçlanan FETÖ’cülere yönelik soruÅŸturmada adı geçen bazı öğrenciler, iddianameye göre “yaÅŸlarının küçük olması nedeniyle iliÅŸikleri kesilmeden, ceza verilerek veya ikaz edilerek TSK’ya kazandırılmaya” çalışıldı. Bu öğrencilerden 6’sı 15 Temmuz darbe giriÅŸimi sırasında üst düzey rütbeli generaller olarak karşımıza çıktılar.
O öğrencilerden biri Åžener Topuç’un 1982’den 2016’ya macerası ordudaki FETÖ yapılanmasının 42 yıllık hikâyesinin özeti. Bu 42 yıl boyunca terfi basamaklarından kimseye hiçbir ÅŸey hissettirmeden hızla yükselen Topuç, daha ortada Ergenekon-Balyoz vb. soruÅŸturmalar yokken 2006 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı sırasında bu konuda çok hassas olduÄŸu söylenen Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un özel kalem müdürlüğünü yürütmüş. 2010-2012 yılları arasında ise CumhurbaÅŸkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı yapmış. 2012 yılında atandığı Kara Kuvvetleri Tayin Daire BaÅŸkanlığı’nda üç yıl kalmış. Yani 17-25 Aralık 2013’ten sonra bile Kara Kuvvetleri’nde kimin FETÖ’cü olup olmadığına sorularına cevap veren koltukta oturmaktaymış. Ve 2015 yılı Yüksek Askerî Şûrası’yla da TuÄŸgeneral olarak Afganistan’da Türk ISAF Gücü’nün komutanlığına getirilmiÅŸ. Darbenin ardından Türkiye’ye çaÄŸrıldığında ise Dubai’ye kaçtığını, daha sonra getirildiÄŸi Türkiye’de darbeden ve FETÖ üyeliÄŸinden tutuklandığını biliyoruz.
1982 yılında Kuleli Askerî Lisesi’ndeki FETÖ soruÅŸturmasında “ikna edilerek” ordudan atılmayan öğrencilerden bir diÄŸeri Murat Yetgin, 2016 yılında darbeden tutuklandığında Kara Harp Okulu Komutanı bir tuÄŸgeneral, yine o öğrencilerden Hidayet Arı, darbe gecesi Edirne’den tankları Ä°stanbul’a doÄŸru yürütmeye çalışırken durdurulan 54’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı bir tuÄŸgeneral olarak karşımıza çıktı. DiÄŸer iki isim de darbede tutuklandı; 57. Topçu Tugay Komutanı TuÄŸgeneral Mehmet Nuri BaÅŸol ve Ä°stanbul’da onlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olan darbecilerin en rütbelilerinden 1. Ordu Harekât BaÅŸkanı TuÄŸgeneral Eyüp Gürler.
Ä°ddianameye göre 1986 yılındaki askerî liseler sınavında bazı derslerden tüm soruları doÄŸru yaparak askerî liseye girmiÅŸ ve 1994 yılında teÄŸmen olmuÅŸ, yani 94 devresinden 89 kurmay albay ve yarbaydan 66’sı da 15 Temmuz darbesine katıldıkları için ordudan atıldılar.
Bu soruÅŸturmalara karşı örgütün ta 80’li yıllarda geliÅŸtirdiÄŸi yöntem akıllara durgunluk verici:
“Müteakip yıllarda da binlerce askerî lise öğrencisini ortaokulu yurt dışında okumuÅŸ gibi göstermiÅŸ, böylece askerî liselere giren öğrencilerin ortaokul döneminin araÅŸtırılarak örgütle iliÅŸkilerinin tespit edilmesini önlemiÅŸtir...”
Son bir bilgi yine iddianameden; 1986 yılında Maltepe Askerî Lisesi’nde yapılan soruÅŸturmalarda 450 kiÅŸilik bir devreden 270 öğrencinin FETÖ evlerine gittiÄŸi tespit edilmiÅŸ. Bu öğrencilerden 250’si itirafçı olarak atılmaktan kurtulmuÅŸ, ‘itiraf etmeyen 20 öğrenciyse okuldan atılmış.
Daha 80’li yıllarda bu kadar büyük sayılara raÄŸmen yine iddianamedeki döküme göre 1982-2016 yılları arasında 157’si subay ve 253’ü ast subay olmak üzere 400 asker Gülenci olduÄŸu için ordudan atıldılar.
Bu rakamın sıhhatli bir rakam olup olmadığını, irtica parantezinde dindar subayları kapsayıp kapsamadığını bilmiyoruz.
(“Bilmiyoruz çünkü iddianamede 28 Åžubat döneminde artan irticacı subay avıyla ilgili tespit de epey tartışmalı:
“… Bazı sosyal tesislerde meydana gelen türbanlı bir vatandaşımıza nizamiyede müsaade edilmemesi gibi benzeri münferit hadiseler, örgüte müzahir medya organlarınca sürekli gündeme getirilmiÅŸtir. Yüzlerce yıllık bir gelenekten gelen halkımızın nazarında ‘Peygamber Ocağı’ olarak itibar kazanmış Türk Ordusu, âdeta din düşmanıymış gibi algılanmıştır. FETÖ mensupları, kendileri hakkında yürütülen soruÅŸturmaları önlemek maksadıyla bu durumdan azami istifade etmiÅŸ ve kamuoyunda ‘TSK’da dindar subaylara baskı yapılıyor’ olgusu oluÅŸturulmuÅŸtur.”)
Ama ÅŸu tespit, FETÖ’nün ordu içinde en kritik koltukları 2005 yılında ele geçirdiÄŸini söylüyor:
“Sonuç olarak 2005 yılından itibaren, sistematik bir ÅŸekilde, harp okullarına atanma, askerî okullara öğrenci alımı, sözleÅŸmeli personel temini, sözleÅŸmeli subayların ve astsubayların statü deÄŸiÅŸikliÄŸi, yurt dışı ve yurtiçi yükseköğrenime personel gönderme, kurmay kolejlerine personel seçimi, GATA’daki öğretim üyesi atamaları, askerî hâkim temini, yüksek yargı üyelerinin seçimi ve benzeri onlarca konu tamamen TSK içerisindeki FETÖ yapılanmasının kontrolüne geçmiÅŸtir.”
Ä°ddianamede FETÖ’nün orduda en etkili olduÄŸu pozisyonlar personel ve istihbarat baÅŸkanlıkları, üst düzey komutanların özel kalem müdürlükleri ve emir subaylığı kadroları olarak sıralanmış. Yine iddianameden okumak gerekirse:
“Darbeye iÅŸtirak eden örgüt elemanlarının mesleki safahatları incelendiÄŸinde, atama dairelerine yaklaşık 20 yıl önce yerleÅŸmeye baÅŸladıkları tespit edilmiÅŸtir. BaÅŸlangıçta bir iki eleman yerleÅŸtirmek suretiyle yapılan sızma, yıllar boyunca artarak devam etmiÅŸ, örgüt elemanlarının gücü, etkisi ve sayısı her geçen yıl artmıştır. Nihai olarak Gnkur. ve Kuvvet Personel BaÅŸkanlıklarının neredeyse tamamının FETÖ mensubu kiÅŸilerden oluÅŸtuÄŸu anlaşılmıştır.”
“FETÖ’nün kritik kadro ve görev alanlarından birisi olarak belirlediÄŸi bir diÄŸer alan ise Emir Subaylığı, Özel Kalem Müdürlüğü, İcra Subaylığı vb. kadrolardır. Son on yıldan beri en üst makamlar dâhil, kritik komutanlık emir subaylarının, Özel Kalem Müdürlerinin ve icra subaylarının tamamına yakını FETÖ tarafından özel olarak seçilmiÅŸ kiÅŸilerden oluÅŸacak ÅŸekilde tayin edilmeleri saÄŸlanmıştır.”
Subayların kurmaylık için gerekli olan yurt dışı görevlendirmeleriyle ilgili bütün sistemin de (dil sınavları, yurt dışı atamaları yürüten birimler) çok uzun yıllardır FETÖ’nün elinde olduÄŸu anlaşılıyor.
Ä°ddianamedeki rakamlar ürkütücü. 15 Temmuz darbe giriÅŸimi sırasında yurt dışında görevde olan 525 subaydan 409’u darbe ve FETÖ üyeliÄŸinden görevden alındı. 177 astsubaydan da 103. Daha korkutucu rakam darbe sırasında yurt dışına gönderilmek üzere tayini çıkan 241 subaydan 219’u darbe ve FETÖ suçlamasıyla ordudan atıldılar. Yani örgüt, 2016 yılında özellikle Ä°zmir’de yürütülen ve iki amirale ucu uzanan soruÅŸturmaların artmasından sonra subaylarını yurtdışına göndererek gözden kaçırmaya çalışmıştı.
Ama ona gelmeden iddianamede FETÖ’nün ordu içindeki yapılanmasının üçüncü safhası olarak geçen 2007-2014 arası yani Ergenekon, Balyoz, Askerî Casusluk ve benzeri davalarla geçen dönem hakkında yapılan tespiti paylaÅŸalım:
“TSK içerisindeki her faaliyeti, örgütten aldığı talimatlar doÄŸrultusunda, kendi lehine yönlendirebilecek güce eriÅŸen FETÖ, son aÅŸama olarak komuta kademesini de kendi istekleri doÄŸrultusunda ÅŸekillendirebilmek maksadıyla 2007 yılından itibaren harekete geçmiÅŸ ve kendisine mensup olmayan ve kendileri için engel gördükleri herkesi sistematik ÅŸekilde tasfiye etmeye baÅŸlamıştır.”
Ve iddianamede en ayrıntılı bilgilerin ve rakamların olduÄŸu döneme bakalım; 2014 Ocak ve sonrası. Yani 17/25 Aralık 2013’le birlikte Gülen cemaatinin artık paralel devlet olarak anıldığı ve bu yüzden devlet içindeki örgütlenmesine yönelik operasyonların, soruÅŸturmaların baÅŸladığı en kritik 3 yıl. Herhâlde en çarpıcı ve ibret verici olan bölüm burası.
Önce 2014 Ağustos Yüksek Askerî Şûrası rakamlarına bakalım. Hatırlayalım; artık ortada iktidarın da düşman listesinde birinci sıraya çıkmış, paralel devlet diye somut bir tehlike vardı ve ona karşı da büyük bir mücadele başlamıştı. Bu örgütün orduda da etkili olduğu açıkça yazılıyor, ifade ediliyordu.
Buna raÄŸmen iddianamedeki tablolara göre 2014 yılı YAÅž’ında albaylıktan tuÄŸgeneralliÄŸe/tuÄŸamiralliÄŸe terfi edenlerin % 63’ü 15 Temmuz sonrası ordudan atıldı. %13’ü de kendileri istifa etti. Yani 2014 YAÅž’ında tuÄŸgeneral ve tuÄŸamiral olmuÅŸ olanların % 76’sı FETÖ’cü çıktı. Aynı YAÅž’ta tuÄŸgeneral/tuÄŸamirallikten tümgeneral/tümamiralliÄŸe terfi edenlerin ise % 50’si ordudan atıldı. Bu rakam hava kuvvetleri komutanlığında ise %100.
2015 Yüksek Askerî Şûra’sında bu rakamlar daha da artıyor. 2015 yılında albaylıktan tuÄŸgeneralliÄŸe/tuÄŸamiralliÄŸe terfi edenlerin 15 Temmuz’dan sonra % 63’ü ihraç edildi, %15’ü istifa etti, yani % 78’I darbeci/FETÖ’cü çıktı. Bu rakam tümgeneralliÄŸe/tümamiralliÄŸe yükselenlerde % 53. Bu yüzde elli üç içinde, yani 2015 YAÅž’ında tümgeneralliÄŸe terfi eden isimler arasında 15 Temmuz’un kilit isimlerinden Tümgeneral Mehmet DiÅŸli de var.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda ise 2015 YAÅž’ında tümgeneral yapılan 4 tuÄŸgeneral 15 Temmuz sonrası ordudan atıldı yani oran yine %100.
Ama bu iddianame sayesinde ilk kez öğrendiÄŸimiz bir bilgi bunların hepsinden daha çarpıcı. O da darbe nedeniyle yapılamayan 2016 AÄŸustos’u Yüksek Askerî Şûra atamalarıyla ilgili rakamlar.
Savcılar bu yapılamayan YAÅž atama listeleri üzerine Genelkurmay Personel Plan ve Yönetim Daire BaÅŸkanı TuÄŸgeneral Nerim Bitlislioğlu’nun 20.02.2017 tarihli bilirkiÅŸi raporunu incelemiÅŸ ve şöyle yazmış:
“Örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kritik yerlerini ele geçiren asker üyelerinin 2016 yılı için yapmış oldukları Yüksek Askerî Şûra çalışmaları baÅŸlığında hazırlanan dosyanın incelenmesinde, terfi ettirilecek personelin büyük çoÄŸunluÄŸunun darbe faaliyetlerine katılmış örgüt üyeleri olduÄŸu anlaşılmış.”
Yani 2016 yılında darbe olmayıp YAÅž yapılsaydı, en azından Genelkurmay’ın hazırladığı listelere göre atanacakların çoÄŸu yine FETÖ’cü subaylar olacaktı.
Aslında bunda şaşılacak çok fazla bir şey yok. Çünkü darbe sırasında Genelkurmay Personel Daire Başkanı Korgeneral İlhan Talu da darbenin kritik isimlerinden biriydi ve tutuklandı. Onun gibi bu atamalara karar veren Kara, Hava, Deniz, Jandarma personel başkanları da darbeden tutuklandılar.
Ä°ddianamede yer alan Genelkurmay Plan ve Daire BaÅŸkanı Mehmet Partigöç’ün ifadesinde geçen bir bilgi ise 2016 YAÅž’ıyla ilgili baÅŸka bir hazırlık olduÄŸunu da gösteriyor. Okuyalım:
“Hatırladığım kadarı ile 2016 yılında Darbe giriÅŸimine yakın tarihlerde 1. Amiri olan İlhan TALU’nun tarafına yaklaşık 300 kiÅŸinin isim listesini vererek ‘görev yerlerini tespit edin bir haberleÅŸme ağında isimleri geçiyormuÅŸ bunların tespitini yapın’ dediÄŸini, kendilerinin de ÅŸahısların çalıştığı yerleri tespit ederek kendisine bilgi verdiklerini…”
Burada bahsedilen haberleÅŸme ağının ne olduÄŸu iddianamede yazmıyor. Ama bunun byLock listesi olduÄŸunu tahmin edebiliriz. Çünkü MÄ°T, byLock’u darbeden önce Ocak 2016’da ortaya çıkarmıştı. Tam olarak isimlerin verilip verilmediÄŸini bilmiyoruz. Daha önceki yıllarda da MÄ°T’in YAÅž’la öncesinde ordudaki paralel yapılanmayla ilgili Genelkurmay’a listeler verdiÄŸiyle ilgili haberler çıkmıştı. Hatta AkÅŸam gazetesinin 2014 tarihli böyle bir manÅŸeti CumhurbaÅŸkanlığı, BaÅŸbakanlık ve Genelkurmay’dan yapılan üçlü açıklamayla yalanlanmıştı. MÄ°T ya da Emniyet’in Genelkurmay’a Yüksek Askeri Åžuralar öncesi FETÖ’cü listeleri verip vermediÄŸi, verdiyse bu listelerin ne yapıldığı sorusunun henüz bir cevabı yok.
Ä°ddianamede yer alan Mehmet Partigöç’ün Genelkurmay’daki ofisindeki masasının üzerine eÅŸi ve kızları için bıraktığı notta yazan “Ama bu baÅŸkaldırıyı yapmasaydım da beni hayatımın sonuna kadar hapse atacaklardı” sözünün bir tasfiye beklentisi olduÄŸunu ortaya koyuyor. Bazı subay ifadeleri de bu korkuyu destekliyor.
2013 sonrası ordudaki paralel yapılanmayla mücadeledeki aksaklıklarla ilgili en çarpıcı ifade Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nınki. Aksakallı PaÅŸa ifadesinde Åžehit Ömer Halisdemir’e vurması için talimat verdiÄŸi Özel Kuvetller’de görevli TuÄŸgeneral Semih Terzi’nin FETÖ’cü olduÄŸunu 2015 yılında Genelkurmay’a bildirdiÄŸini söylemiÅŸ:
“Kara Kuvvetleri İç Güvenlik Åžube Müdürü iken Semih TERZİ'yi Kara Kuvvetleri Komutanının Özel Kalem Müdürü olarak tanıdığını, daha sonra Özel Kuvvetlerde birlikte çalıştığını, 2015 AÄŸustos öncesinde Özel Kuvvetlerde görevli TuÄŸgeneral Semih TERZİ, TuÄŸgeneral Mehmet Nuri BAŞOL ve TuÄŸgeneral Mehmet Cengiz DOÄžAN'ın görevden alınması için teklifte bulunduÄŸunu, Semih TERZİ dışındakilerin görevden alındığını, ancak Semih Terzi’yi görevden almadıklarını, 2015-2016 yıllarında Semih TERZİ'nin buradaki görevden alınması için 2 defa teklifte bulunduÄŸunu, ancak görevden alınmadığını, Semih TERZİ'ye olumsuz sicil ve olumsuz kanaat yazdığını, 2016 sicil belgesinin Genelkurmay'dan istenebileceÄŸini, 5-6 ay önce kendisine Silopi'de ‘dilekçeni yaz bu birlikten defol git’ dediÄŸini, Semih TERZİ'nin FETÖ’cü olduÄŸunu tahmin ettiÄŸini, buna yönelik şüpheleri olduÄŸunu…”
Aksakallı PaÅŸa ifadesinde Özel Kuvvetler Komutanlığı’na atanan Kurmay Albay Fırat AlakuÅŸ ve Kurmay Albay Fatih YarımbaÅŸ’ın da FETÖ’cü olduklarını, atamamalarının yapılmaması gerektiÄŸini darbeden önce YAÅž döneminde Genelkurmay’a bildirdiÄŸini anlatıyor. O kurmay Albaylardan YarımbaÅŸ darbe gecesi Aksakallı’nın arabasının önünü kesip onu öldürmeye çalışacak, Kurmay Albay Fırat AlakuÅŸ ise Özel Kuvvetler timinin başında darbe akÅŸamı Genelkurmay’ı basıp komutanları gözaltına alacaktı.
Sadece bu köşede bile hakkında 2014’ten beri yazılar çıkan 2010 KPSS dosyasında kopya çekerek atamaları yapılan şüpheli 487 subay eÅŸi hakkında bile yeterli bir soruÅŸturma yapılsaydı, örneÄŸin o subay eÅŸlerinden biri olan (S.A.) üzerinden Kurmay Albay Fırat AlakuÅŸ’un adına da ulaşılacaktı ve böylece darbe akÅŸamı Yurtta Sulh Konseyi üyesi olarak Genelkurmay’ı basacak Kurmay Albay deÅŸifre edilecek, belki ordudaki FETÖ’cü yapı bu izin peÅŸinden ortaya çıkarılacaktı.
Ama iddianamede darbeden tutuklanan Genelkurmay Personel Daire BaÅŸkanı Ä°lhan Talu’dan çıkan bir dosyada yazılanlar KPSS 2010 da dâhil olmak üzere, ordudaki paralel yapı soruÅŸturmalarının nasıl savuÅŸturulduÄŸu ve hükümetin hangi argümanlarla ikna edildiÄŸini gayet iyi anlatıyor:
“Her 3 klasörde de, 1 nolu klasörün sonuç kısmında da yer aldığı ÅŸekilde, TSK’nın PDY ile mücadelede gereken her türlü tedbir hassasiyet ve kararlığı uyguladığı, TSK nın bu konudaki kararlılığında her hangi bir zaafının olmadığı, bu mücadelede acele edilmemesi gerektiÄŸi PDY’nın TSK içerisinde olduÄŸundan büyük gösterme gayretlerinin iyi niyetli olmadığı bu iddiaların belli bir kesim tarafından intikam ve hesaplaÅŸma niyetiyle planlı olarak üretildiÄŸi, aslında bu iddialardan ziyade bu iddialara itibar edildiÄŸi algısı oluÅŸturacak eylemlerin ve eylemsizliklerin TSK’ya daha zarar vereceÄŸi, deÄŸerlendirmelerini destekler mahiyette evraklar olduÄŸu, 1 adet klasörün; toplam 9 sayfadan oluÅŸtuÄŸu, içeriÄŸinde KPSS 2010 SoruÅŸturma/KovuÅŸturması kapsamında TSK personeli ve yakınları ile ilgili meydana gelen geliÅŸmeler baÅŸlıklı yazı ve konu ile ilgili gazete kupürleri, sınavdan alınan notlar baÅŸlıklı çizelge, yıllar içerisinde Harbiyelilerin durumu baÅŸlıklı çizelge olduÄŸu…”
Ä°ddianamede 17/25 Aralık 2013’ten sonra bu örgütün deÅŸifre edilmesi için ele geçen üç yıllık fırsatın kötüye kullanılması şöyle eleÅŸtirilmiÅŸ:
“FETÖ hakkında gerek TSK içinde gerekse de ulusal yargı kurumlarında yürütülen soruÅŸturmalar akamete uÄŸratılmıştır. ‘Askerî liseye soktuÄŸu bir çocuÄŸu 40 yıl sonra orgeneral yapmayı hedefleyen bir örgüt, çok tehlikeli bir örgüttür’ gerçeÄŸi göz ardı edilmiÅŸtir.’’
17/25 Aralık’a raÄŸmen üç yıl sonra 15 Temmuz’un nasıl olabildiÄŸi sorusunun cevabı Türkiye’nin yönetilmesinde, güvenlik ve yargı kurumlarında yaÅŸanan sorunlar üzerine henüz yeterli bir sorgulama yapılamadı. Ama bu üç boyunca kaçırılmış fırsatlara raÄŸmen, darbenin sabahı FETÖ örgütü içinde bulunan bir binbaşı kendisine verilen MÄ°T müsteÅŸarını gözaltına alma görevi vicdanını rahatsız edince Yenimahalle’ye gitti. MÄ°T binasına girdi.
Darbeyi engellemek için hala bir fırsat vardı. Ama bu da bir sonraki yazıya kaldı.
Henüz yorum yapılmamış.